Tayland – The Million Years Stone Park & Pattaya Crocodile Farm

Kesfegel ile Röportaj – Keşfet!, Paylaş!, İlham Ver

0 Paylaşım
0
0
0

Kesfegel.com ve Kamil kimdir ve nedir bize biraz bahseder misin?

Bana göre bir web sitesi kurmak çocuk büyütmekle eşdeğer. Bunu siteyi kurduktan sonra daha iyi anlıyorsunuz. Nasıl ki bir çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamanız gerekiyorsa aynı şekilde sitenizin de tüm ihtiyaçlarını karşılamanız ve sabretmeniz gerekiyor. Aksi takdirde boşa kürek çekmiş sayılıyorsunuz. Bu dediklerimi bana anlatan yurtdışında tanıştığım ve dünyada çok popüler olan bir içerik sitesinin sahibidir. Kendisinden aldığım ilham ve tavsiyeler doğrultusunda böyle bir işe giriştim. Ülkeye döndüğümde ise ilk yaptığım şey gezi rehberi sitesi kurmak oldu. Hala kendisi ile görüşüyor ve fikir alışverişi yapıyoruz.

Bana gelecek olursak; 28 yaşındayım ve bir havayolu firmasında uçak teknisyeni olarak çalışıyorum. Kendi mesleğim ve site haricinde fotoğrafçılıkla faal olarak ilgileniyorum.

Endonezya, Bali

Seni ve siteni diğerlerinden ayıran en belirgin özellik nedir?

Ülkemizde 2018 yılı itibariyle yaklaşık 40 milyon site bulunuyor; fakat sadece 8 milyonu aktif konumda. Bu 8 milyon içerisinde ise yaklaşık 35 bin site seyahat konuları işliyor ve seyahatlerini, yaşadıkları deneyimleri sitelerinde paylaşıyor. Gerçekten muazzam rakamlar! Peki, gezi siteleri içerisinde sizce kaç tanesi elle tutulur bir şekilde yayın yapıyor? 500 siteyi geçmeyecektir bu rakam. Eğer iyi bir konuma gelmek istiyorsanız farklı bir şeyler yapmak zorundasınız. Fark yaratamıyorsanız olabildiğince özgün olmaya özen göstereceksiniz ve devamlılığı sağlayacaksınız. Biz sitemizdeki içeriklerde farklı seyahat konularına değinmeye çalışıyoruz. Kesfegel.com bünyesinde çalışan editör arkadaşlarımızla beraber okuyucunun dikkatini çeken konulara değinerek fark yaratmaya çalışıyoruz.

Gideceğin ülke veya şehirleri neye göre belirliyorsun ve nasıl gidiyorsun?

Benim için ön planda olan tek şey gideceğim ülkenin doğal güzelliği ve doğasının nasıl korunduğu. Sonrasında ise kültürü ve yaşam tarzı geliyor. Gittiğim ülkelerin merkezi kesimlerinden çok, daha az turist çeken fakat doğa harikası olan yerlerini araştırıyorum. Ulaşmak istediğim yer bir adaysa aktarma için uçak biletimi birkaç ay önceden almaya özen gösteriyorum. Havayolu firmasında çalıştığım için tabii bazı ulaşım kolaylıklarım var. Problem yaşamıyorum.

Endonezya, Bali

Senin için gezme merakını canlandıran şey nedir?

Okuyucularınızın bir çoğu bana katılır mı, bilmiyorum; ama bence, gezme merakını canlandıran şey bağımlılık ve keşfetme dürtüsü. 🙂 Bir kere yurtdışına çıktığınızda tekrar gitme isteği oluyor. İnsanlar her konuda olduğu gibi bu konuda da doyumsuz sanırım. Ayrıca kendinize bir gezi planı yaptığınızda kendinizi ödüllendirmiş oluyorsunuz. Yaşamda sizi sıkıp bunaltan her şeyden, sürekli çalışmanın yoruculuğundan bir nebze uzaklaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Tabii aynı şeyler yurt içi gezileri için de geçerli. Çok kültürlü bir ülke olduğumuz için gittiğiniz her şehrin kendine özgü durumlarıyla karşılaşıyorsunuz ve keşfetme dürtünüzün önüne geçemiyorsunuz.

Yurt içinde ve yurt dışında gezdiğin yerlerden seni en çok etkileyen ne oldu unutmadığın bir hikayen var mı?

Herkesin olduğu gibi benim de bir hikayem var tabii. Aslında gezilerim sırasında başıma bir sürü ilginç olay başıma geldi fakat bunların en unutulmaz olanı Filipinler seyahatime ait… Tek başıma gerçekleştirdiğim ilk seyahatim Filipinler’e oldu. Yabancı kaynaklı bir dergiyi okurken bir başlıkta dünyanın en güzel adalarından bahsediyorlardı. O yerlerden biri Filipinler Palawan Adası’nda bulunan El Nido. Okuyunca çok etkilendim ve gidip görmeye karar verdim. Aldım sırt çantamı ve yola çıktım. Adada Airbnb aracılığı ile bağlantı kurduğum yerel halkın misafir evinde kaldım. Bu arada El Nido merkezinde internet var; fakat benim kaldığım bölgede (Napcan Beach) maalesef internet ve elektrik yok. 🙂 İnsanlar bu sayede daha sıkı arkadaşlık kurabiliyorlar. Bende dünyanın her yerinden gelen insanlarla tanışıp arkadaşlık kurdum. Bir gün bu arkadaşlarla bir tekne kiralayıp Lagün turu yapmaya karar verdik. Ertesi gün öğlen 12 gibi teknemiz sahile geldi ve bizi aldı. Tekne dediğime bakmayın, motorlu sandalın biraz daha büyüğü işte. Okyanusa doğru 10 arkadaşımla ve yerli kaptanlarımızla beraber açılmaya başladık. Hava güzel ve gayet sağlıklı ilerliyoruz. İrili, ufaklı ve insanların yaşamadığı adaları teker teker geçerek 40 dakika boyunca yolumuza devam ettik. İşte, tam o seyir esnasında bir anda motordan bir ses geldi ve çalışmadı. Evet, okyanusun ortasında teknemiz bozuldu. İlk başlarda herkes geçici bir durum olduğunu düşünse de 45 dakika sonra durumun ciddiyetini kavramaya başladık. Çünkü okyanusta sürükleniyorduk ve dalgalar gitgide daha da şiddetlenmeye başlıyordu. Teknede can yelekleri bolca var fakat çoğunun ya bağlama ipi yok ya da patlamış vaziyette. Genç kaptanlar kendi dillerinde telaşlı bir şekilde konuşuyorlar fakat hiçbirimiz bir şey anlamıyoruz. İçimden artık, “Keşke kendi ülkemde ölseydim” diye geçirmeye başladığımı dün gibi hatırlıyorum. Bu telaş içerisinde kaptanın yanına gittim ve durumu sordum. Motor zincirinin koptuğunu ve her yolu denediklerini fakat çalıştıramadıklarını anlattı. Zincir yerine halat ipi kullanalım dedim. En azından en yakındaki kara parçasına kendimizi atmayı düşünüyordum. İşe gerçekten yaradı ve devir çok düşük olsa da motor çalıştı. Yaklaşık 100 metre ötede bulunan adaya kendimizi atmayı başardık. Ada ıssız. Sadece maymun sesleri geliyor ve yakınlardan hiçbir tekne geçmiyor. Cep telefonlarını unutun, hiçbir şekilde çalışmıyor. Biz o ıssız adanın kumsalında bir gece kaldık. Sonradan öğrendik ki tüm tekne turları sabah 7 de başlıyor, öğlen 3 gibi okyanusun durumundan dolayı son buluyormuş. Yani biz çok geç yola çıktığımız için o gün hiçbir tekneye denk gelemedik. Nasıl mı kurtulduk ? Ertesi sabah adanın kenarından geçen tur teknelerine işaret yaparak bizi görmelerini sağladık. Adadaki bir gece bir bana ömür gibi gelmişti. Sanırım o günü hayatım boyunca unutamam.

Filipinler, Nacpan Sahili

Yolculuğa çıkarken yanında mutlaka götürdüğün bir eşya var mı ?

Olmazsa olmazlarım arasında fotoğraf makinası ve ekipmanları, aksiyon kamerası, drone gibi elektronik eşyalarım var. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Bu tarz ekipmanların çantamda kapladığı yerden arta kalanlara ise temel giyim eşyalarımı koyuyorum.

En çok hangi ülke veya şehiri görmek istiyorsun?

Hawaii adasını görmeyi çok istiyorum. Hawaii adaları volkanik patlamalardan dolayı sürekli okyanusun ortasında büyüyen bir kara parçası. Volkanik patlamalardan meydana geldiği için adanın kendine özgü, dünyada başka eşi benzeri bulunmayan hayvanları ve bitki örtüsü var. Benim gibi fotoğraf severler için cennet gibi yerlerden 🙂

Tek başına mı seyahat ediyorsun?

Yanımda illa birisi olmalı diye bir şartım bulunmuyor. İlk kez tek başıma yurtdışına çıktığımda içimde bir korku oldu fakat sonra ister istemez alışıyor ve kendi özgüveninizi kazanıyorsunuz. Bir ülkeye gideceğim zaman yakın çevreme söylüyorum ve gelmek isteyenler bana arkadaşlık etmiş oluyor. “Tek başına mı yoksa arkadaşınla mı seyahate çıkmak daha güzel?” diye sorarsanız net bir cevap veremem. İkisinin de tadı başka oluyor. Yurtiçi seyahatlerimde ise genelde arkadaşlarımla seyahat etmeyi tercih ediyorum.

İlk seyahat ettiğin ülke?

İlk defa yurtdışına seyahat ettiğim ülke Tayland oldu. “İlk defa yurtdışına çıkacağım; acaba yakın ülkelerden mi başlasam?” diye düşünenler varsa böyle bir şey yapmanıza gerek yok diyebilirim.

Tayland – The Million Years Stone Park & Pattaya Crocodile Farm

Yurtdışında en beğendiğin ve en sevmediğiniz yemek ne olmuştu ?

Benim en muzdarip olduğum konu. Maalesef şu kültürel tatlara bir türlü alışamadım. Ya çok baharatlı ya da çok tatsız oluyorlar. Direkt yemek ismi veremem çünkü bugüne kadar hayran kaldığım bir yemek olmadı :). Mesela, Bali adası gezim benim için kabus gibiydi. On beş gün boyunca sadece pizza yedim. Fakat balık ve çeşitlerini önerebilirim. Leziz oluyorlar.

Son olarak da insanlar seni neden takip etmeli?

Kişisel olarak takip edilme gibi bir arzum yok fakat kesfegel.com’un takip edilmesi gereken bir site olduğunu düşünüyorum. Sadece gezi rehberleri hazırlamıyoruz. Bunun dışında fazla bilinmeyen seyahat noktaları hususunda da araştırmalar yapıyoruz. Gerekirse gidip deneyimliyoruz. Sitemizin çalışanları harici yazmaya gönül veren, bizimle gezi deneyimlerini paylaşmak isteyen arkadaşlara da yer veriyoruz. Bu sayede her bir ülke ve şehir kişiye özgü bakış açısıyla okurlara farklı perspektiflerle tanıtılmış oluyor.

Bu keyifli sohbet ve sitenizde bize yer vermek istediğiniz için teşekkür ediyor, başarılarınızın ve yayın hayatınızın devamını diliyorum. Paylaşmak güzeldir, bu yüzden tüm gezi siteleri daima var olsunlar!

Sitemizde de dediğimiz gibi; Keşfet!, Paylaş!, İlham Ver!

Sağlıcakla…

Websitesi: kesfegel.com

Sosyal hesapları: Facebook, Twitter, Instagram

0 Paylaşım
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.